30 Eylül 2012 Pazar

bir fincan kahve daha...

neredeyse 2 aydır inanılmaz bir koşturmaca içindeyim. ne çok sevdiğim sokaklarda amaçsızca dolaşmaya vaktim var, ne televizyonun karşısında tembellik yapmaya.hayatımda hiç olmadığı kadar hızlı koşuyorum bu ara. şikayetçi değilim henüz, yorulduğumu inkar edemem. iş dışında pek birşeye vakit ayıramadığımı da. 

ama idare ediyorum işte bir şekilde.

başka neler mi yapıyorum? bol bol kahve içiyorum mesela. kısıtlı zamanların değerini daha iyi anlıyorum artık. minik bir gülümsemenin hayatıma nasıl bir renk verebileceğinin daha bir farkına varıyorum sanki. bana zarar veren kişileri, hayatımdan uzak tutmanın ne kadar gerekli olduğuna ikna oluyorum. 

tam yaza veda etmeye niyetlenmişken, güneş yanılttı beni. ada'ya gidemedim bu yaz. ilk fırsatta hava nasıl olursa olsun, gideceğim.

bugün cıvıl cıvıl bir gün beni bekliyor dışarıda. 
neredeyse son 2 senedir her pazar yaptığım gibi, birazdan kocaman bir kek pişireceğim. sonra düşeceğim yola. kuzguncuk'a doğru. hiç yorulmadan dolaşabildiğim tek yere gideceğim. huzuru bulacağım o yere.

orada hayat hep başka çünkü. orada içtiğim kahvenin de tadı başka. 

en azından benim için. 


1 yorum:

Unknown dedi ki...

blog çalışmanızda başarılar dilerim.