25 Temmuz 2010 Pazar

bir cumartesi gecesi ve tekila

oradan oraya savrulduğum bir cumartesi gününde eve gece yarısına yakın bir saatte gelip de saatlerce boş boş televizyon ekranına baktıktan sonra uyumaya karar verdim.

yalnızdım...
yalnızlığım hiç canımı yakmıyordu. aksine mutluydum...
sessizlikten.hatta kimsesizlikten.

kaç saat geçti o ekrana bakarak bilmiyorum.uyumaya karar verip kalktım uzandığım 3lü koltuktan.
yatağıma gitmeden önce uğrayacağım ilk durak mutfaktı. susuzdum. buzdolabından alacağım soğuk su dindirecek miydi susuzluğumu? bilmiyordum. ama denemekte yarar vardı.

dolabı açtım.bir poşet çarptı gözüme. sabah evden çıkarken o poşet dolapta değildi.hatta ilk kez görüyordum o poşeti. merakla açtım içini. bir şişe yarım tekila ve bir kutu bira. nereden gelmişti bunlara buraya?
hafızamı zorladım. babam şehirdışındaydı. kardeşim dün arkadaşında kalmıştı ve hala gelmemişti. peki nereden çıkmıştı bunlar?

yorgunluktan durmuştu beynim.anlam veremedim. "aman bana ne" diyerek soğuk suyu alıp içtim. ve odama gittim. bugünü unutmak ve uyumak için yatağıma girdim.
ama aklım tekila şişesindeydi.

yattım. aklımda binbir düşünce.günün özeti...yaşanan saçma anlar...sorular...kafamdaki soruları karşılamayan yanıtlar...
elim cep telefonuma gitti. kardeşime tekilanın nereden geldiğini soran bir mesaj yolladım. yanıt anında geldi. bu akşam da eve gelmeyecekti ve gündüz eve uğrayıp tekilayı o bırakmıştı dolaba.

gece yarısını geçeli 3 saat olmuştu. üşenmedim. kalktım aldım tekilayı dolaptan.
yarım şişe tekilayı bir cumartesi akşamı buzdolabında yalnız başına bırakmak olmazdı.
zaten ben de yalnızdım.belki birbirimizin yalnızlığını paylaşabilirdik. belki o zaman çoklaşabilirdik. gerçi yalnızlığımdan şikayetçi de değildim.
biraz tuz...üç beş dilim limon yeterdi çoğalmamıza...

zaten çikolata da vardı dolapta. alkol iyice kanıma karışabilirdi.
o tekila orada dururken içmemek olmazdı dimi?

açtım müziği sonuna kadar...bugünü unuttum. yaşadığım yeri unuttum.
sahi ben kimdim? siz kimdiniz?

ama ben hala aşığım...ama ben hala çok seviyorum. neyi seviyorum? kime aşığım? orası bilinmez....

ben. bir cumartesi gecesi.
yalnızlığım ve yarım şişe tekila.
buzdolabındaki son limon.
sıcaktan kavrulduğumuz bir yaz gecesi.
arka fonda rodja'dan gelmiş bahar çalıyor.
şarkının kürtçe söylenen kısmını anlamıyorum. ama canımın yanması için illa anlamam gerekmiyor.

"bu dünyada bir yar sevdim el aldı"

yaşasın çok meşgul babalar...
yaşasın haftasonu eve gelmeyip gezen kız kardeşler...
yaşasın yalnızlık...
yaşasın tekila!

2 yorum:

Unknown dedi ki...

harika bir yazı olmuş.
ama hala üçümüz bir araya gelip alkol komasına girecesine içemedik!

kağıt faresi dedi ki...

çok sevindim beğenmene. ara verdiğim yazın hayatıma geri dönmeye karar verdim:) içemedik hakketen ya çok muzdaribim bu konudan.artık yeni evimizde içeriz hep birlikte:))