20 Mayıs 2012 Pazar

sustum. önceden söylenmiş, söylemek istediğim herşey

uzun zamandır dinlemediğim şarkıları dinliyorum.
her seferinde hala ne kadar güzel olduklarını fark edip şaşırıyorum.
30 yaşıma birkaç yıl kala bir yanımın hala çocuk kaldığını sanıyorum. bazen de yanılıyorum.

yürümek bile istemiyorum bugünlerde. yazmak da. sadece uyumak istiyorum. sadece uyumak.
göğsümün sol tarafımda bir boşluk hissediyorum 3 gündür. nedenini bilemediğim.
büyümüyor ama küçülmüyor da. duruyor öyle. hissettiriyor kendini.

sanki tükeniyoruz cümleten.

benim yerimde Hikmet olsa ne yapardı? merak ediyorum. Hikmet işte, Hikmet Benol. yorulduğunda dinlenmek yerine gidip balkondan atlayan Hikmet. ne yapardı içindeki boşlukla?

bugün söylemek istediğim herşeyi söylemiş Hikmet. ben şimdilik sussam daha iyi olacak.

"fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duygular altında eziliyor. fakat benim de sevmeğe hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size: nasıl? kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yanda da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelmesin istiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."



Hiç yorum yok: