4 Haziran 2009 Perşembe

kulağımda çınlayan siren sesleri

oldum olası bir siren sesi duyduğumda irkilirim. nerede ne yapmakta olduğum hiç önemli değil. siren sesini her duyduğumda içim sızlar.ambulans, itfaiye ya da polis sireni. hepsi aynı benim için.
haziran da geldi işte, bugün ayın 4'ü. dün için Nazım Hikmet ile ilgili bir yazı yazmayı planlıyordum önceden ama ne yazık ki vakit bulamadım. anma programına da gidemedim. üzüldüm ama yapacak birşey yoktu bu yıl da böyle olsun. şanssızlıklar bırakmadı peşimi.
"Nasıl ve ne olacak ölenin son duyduğu ses,
son gördüğü renk,
kalanın ilk hareketi
ilk sözü ilk yediği yemek? "

gidiyordum.bir aracın içinde.ön koltuktaydım.sürücüyü tanımıyordum. o da beni tanımıyordu. aracın arka kısmında 3 kişi vardı. saat gecenin 11'i. son sürat gidiyorduk karanlık caddelerde. bizi gören kenara çekilip yolu açıyordu.kulağımda her duyduğumda irkildiğim "siren" sesi..aracın arka kısmında yatan bir kadın..kendisine benzediğimi kabul etmesem de yıllar geçtikçe çocuğuymuş gibi benzediğim kadın...yaşlandığımda aynısı olacağım 2.annem.
hayatla mücadele ediyordu. hiç bitmek bilmeyen inadıyla.

duruldu dalgalar. şimdilik bu savaşı da kazandı inatçı kadın. yaşının verdiği yorgunluğa inat, hiç bıkmadı inatlaşmaktan, yaşama karşı dimdik durmaktan.
benimse kulağımdaki siren sesi gitmek bilmiyor.

2 yorum:

atesinsesi dedi ki...

geçmiş olsun

siren sesleri konusunda yazdıklarınada katılıyorum, sevgiyle

kağıt faresi dedi ki...

çok teşekkür ederim..sevgiler