9 Nisan 2009 Perşembe

yetmez...

telefonun diğer ucundaki kadın "yeter artık, çok yıprattın kendini" dedi.
kuru bir "haklısın" çıktı dudaklarından, aceleyle vedalaşıp kapadı telefonu.
derin bir nefes aldı ama o bile yetmedi sakinleşmeye.
birlikte büyüdüğü çocukluk arkadaşıyla uzun bir telefon konuşması yapmışlardı.
onu yerden yere vuran, nefesini kesen, kelimeleri boğazına düğümleyen o duyguyu anlatmaya çabalamış ama pek başarılı olamamıştı.
biraz olsun rahatlamayı ummuştu.

son 1 yıldır rüzgar onu nereye sürüklerse oraya gitmiş, teslim olmuştu.
direnmemişti.yada direnememişti.
bilmiyordu.
içinde birşey eksikti ama neydi. nerede unutmuştu?
kaybettiklerini arayıp durmuştu İstanbul sokaklarında.oysa bu sokaklarda ona dair hiç bir iz yoktu, silinmişti herşey. sanki hiç varolmamış gibi.

sonra vurmuştu kendini yola.
başka şehirler, başka izler.
içindeki eksikliği oralarda tamamlama umuduyla.
ama olmamıştı yine.
o uzak yollardan daha da eksilmiş halde geri döndü bu lanet şehre, İstanbul'a...

şimdi çaresizlik içinde oturduğu evin penceresinden gördüğü deniz içini bulandırıyor.

Hiç yorum yok: