19 Ağustos 2008 Salı

"bir eflatun ölüm"

kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim

sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen

kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım

ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.

aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki

gidip
yağmurlara durayım.

söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım

belki
sararmış
eski resimlerde kalırım

belki esmer bir çocuğun dilinde.

bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti

değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder.


Behçet Aysan'ın bu şiirini Ezginin Günlüğü'nden dinliyorum günlerdir. takılıp kalmışım bazı sözcüklere, çıkmıyorlar aklımdan.her an beynimin içinde aynı sözcükler, cümleler yankılanıp duruyor.

"kırgınım, saçılmış bir nar gibi"

her bir parçam dağılmış bir yere.hepsi birbirinden uzakta ve birbirinden habersiz. parçalanmış halde, öylece durup ellerime bakıyorum.
bu eller bana mı ait gerçekten?

inanmak istemiyorum.
"bunu sen yaptın, suçlu sensin.kendi ellerinle kendini parçalara ayırdın" diyen bir ses çınlıyor kulaklarımda.

Hiç yorum yok: