3 Temmuz 2008 Perşembe

iki kelime arasında binbir fark

"bağlılık" ve "bağımlılık" kelimeleri arasındaki anlam farkı aklımı kurcalıyor günlerdir.
bazen öyle bir anda geliyor ki bu kelimeler aklıma.o an yaptığım iş herneyse (önemli yada önemsiz hiç fark etmez) bırakıp dalıyorum düşüncelere.
bir ara Adorno'nun "Hayatımızın öznesi olma hakkımız elimizden alınıyor" cümlesine feci halde aklımı takmış, herşeyden elimi eteğimi çekmiştim.
neyse gelelim bugünkü gündemimize:"bağlılık" ve "bağımlılık"
İki harfin ("ı" ve "m" harflerinin) yan yana gelmesi nasıl da değiştiriyor anlamı.
TDK'ya göre bağlılık kelimesinin 3 anlamı var:

1 .Bağlı olma durumu, merbutiyet
2 .Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat
3 .biyoloji Bağlılaşım.

tabi şu an bulunduğum konumda ilk iki anlamın önemi var.çünkü biyolojiyle ilişkim lise sıralarında kaldı.

gelelim kafamı karıştıran diğer kelimeye:bağımlılık. bu kelimenin ise tdk'da tek bir anlamı var.ve sanırım tek bir anlamı olması yani bu kadar kesin olması biraz da beni rahatsız eden...
tdk'ya göre bağımlılık:

1.Bağımlı olma durumu, tabiiyet

bunlar sözlük anlamları yalnızca.ne yazık ki hayat kitaplarda, sözlüklerde yazılanlar kadar basit ve kesin değil.

"bağımlılık" iradesizliği getiriyor beraberinde.bize zarar veren insanlara yada nesnelere bağımlı olabiliyoruz.bu insanların/nesnelerin bize zarar verdiklerini bile bile hatta..dedim ya iradesizlikle ilgili bir durum var "bağımlılık"ta.

"bağlılık"ın ise daha yumuşak bir anlamı var.sanki insan bağlı olduğu şeylerden daha kolay vazgeçebilir gibi.insan herhangi bir şeye bağlı olmayı kendi seçip, kararını değiştirdiği zaman yada içinde bulunduğu şartlar onu başka bir karar vermeye zorladığı zaman vazgeçebilirmiş gibi...vazgeçmek kolaymış gibi.

bu kadar takılmışken kelimelerin ardındaki anlamlara..bir kez kafamda bir şimşek çakmışken..durup da kendi hayatıma bakmak, kendi hayatımdaki "imge"leri anlamlandırmak, bu kelimeleri sözlükte aramak kadar kolay olmuyor.

işte bunları düşününce susmak geliyor içimden..belki de olduğu gibi kabullenmek herşeyi...
bazen de haykırmak geliyor.içinde bulunduğum bu karmaşayı bir "düzen"e sokmak...evet,bunu başarabileceğimi sanıyorum bir an için...çok kısa bir an için.

bakıyorum yaşananlara.hayatımda herşeye "bağımlı" olduğum hissine kapılıyorum.
içinde bulunduğum karamsar ruh hali değil beni bu yargıya götüren.mantıklı düşündüğümde de aynı sonuca varıyorum çünkü. bana zarar verdiğini bildiğim her şeyi/ insanı hala anlamsız bir sabırla hayatımda tutuyorum.hatta onların hayatımda kalmaları konusunda inat ediyorum.
garip, anlamsız,hatta hastalıklı bir duygu bu.
ama kurtaramıyorum paçamı.

oysa bu bir oyun değil.inatçı bir çocuk da değilim artık.
herkes kazanmak zorunda değil.
biz bir takım olmasak da olur.





bu iki kelimeyle savaşım ne zaman bitecek bilmiyorum...bir an önce bitmesi ve huzura erme umudumla....

Hiç yorum yok: