30 Haziran 2008 Pazartesi

sesler...sessizlikler...

''belki de en korkunç cinayet buydu: durmak...insan kaçarken başkasının,dururken kendi kanında boğulur''
diye yazmıştı Hakan Günday "Piç" adlı kitabında.Kitabın geneli beni çok fazla etkilemiş olmasa da bu cümle üzerinde çok düşündüm.Hatta "dur"duğum her an bu cümle aklıma geldi.

mevsim yaz...insanlar bir yerlere gidip, bir yerlerden geliyorlar.durmuyor kimse,hayat da tabi.akıyor,geçiyor hep.sürekli bir koşturmaca.yazın verdiği yalancı bir neşeyle herkes gülümsüyor birbirine.günler yetmiyor.günün modasına uygun giyinmiş bir kadın yürüyor kalabalık sokaklarda.topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses sinirimi bozuyor."gündüzler uzatılsın" lütfen diyen narin ve ince bir sesi var.
uzaklaşmak istiyorum.

susmak istiyorum.

yada hayır.belki bu kez.ilk kez.konuşmak istiyorum.
kararsızım.

hayatıma dair vermem gereken onca karar varken.
kararsızım hala...
duruyorum.dururken de kendi kanımda boğuluyorum.


hiçbir şey yapmadan.saatlerce.tavana bakmak istiyorum.


beynimden gelen farklı seslere bile tahammül edemiyorken...

lütfen susun artık.

Hiç yorum yok: